Das Lied des Teufels, (the song of devil) Türkçe “şeytanın
şarkısı” anlamına geliyor. Aslında bu isim 1971 yılında Politik, kraut – Fusion ekseninde müzik yapan Hanuman
adlı Alman grubun yine aynı ismi taşıyan albümünde bir şarkı. Grup, 2. Albümde ismini
Hanuman’dan Lied Des Teufels’e çevirmiş ve 2. albümlerini de bu isimle
çıkarmışlar.
Burada amacım Hanuman (veya Lied Des Teufels) tanıtımı
yapmak veya şarkı sözlerinden bahsetmek değil. Zaten Almanca bilmiyorum. J Ama bu isim bana gerçekten Şeytan’ın şarkısı olabilecek, bana
bu çağrışımı yaptırabilen şarkılar veya gruplar var mı diye sordurtuyor ister
istemez. Böyle düşününce aklıma hemen İtalyan Goblin geliyor. 70’ler de ünlü
İtalyan Yönetmen Dario Argento’nun korku filmlerine (örn: Profondo Rosso, Suspiria...
) enstrümantal soundtrack’ler yapmış bir gruptur. Profondo Rosso, Roller ve
Suspiria albümleri “Şeytan’ın müziği” ne örnek verilebilir sanki...
Aklıma Comus geldi... tabi ki First Utterance albümünden “Drip
Drip” adlı şaheser. Folk grubunun Şeytan ile ilişkilendirilmesi pek kolay
rastlanan bir olay olmasa gerek. Ama ne yapayım aklıma geliyor işte. Drip Drip
yeryüzünde yapılmış en güzel, depresif, agresif, romantik, deli, hüzünlü,
çılgın, şizofren, başyapıt... şarkılardan biridir. Bu şarkıyı bilenler ne demek
istediğim çoktan anladılar zaten, bilmeyenlere zehrin ip ucunu verdim bile...işin
Şeytan tarafına gelince: tecavüze uğramış ve asılmış bir kızın katili
tarafından tasvirinin yapıldığı sözler, Roger Wootten’ın vokali ile hem cani,
hem de seven ve acıyan bir adamın yaşadığı çıkmazı ve depresyonu aynı vücuda sokması ve bunu iliklerinize kadar
işletmesi, her dinledikten sonra şarkıyı bir kat daha vazgeçilmez kılan müzik
ve atmosfer böyle düşünmem de etkili olmakta...bu şarkı Şeytan’ın ruhunu
taşıyor...
İtalyan Biglietto Per’l inferno İtalyanların en önemli
gruplarından biri olduğunu biliyorsunuzdur. İlk albümlerinin başyapıtı L’amico Suicida (my
friends suicide-arkadaşımın intiharı) aklıma gelen diğer bir örnek. Şarkının sözlerinde neden bahsettiklerini
bilmediğim günlerde bile beni çok etkileyen bir şarkı olmuştur bu. Bir İtalyan
tanıdığıma yıllar önce dinlettiğimde sözlerine tepkisi (aman tanrım!) olmuştu.
Şarkı ölü bir bedenin detaylı tasvirini içeriyormuş. Claudio Canali’nin sesi bu
betimlemede en önemli payın sahibi...Şeytan’ın Rüzgarı...
Şu ana kadar vokalden gittik ama aklıma Amon Düül 2’nin Yeti
albümünden “She came through the chimney” geldi. 3 dakikalık bu kısa ve
enstrümantal şarkı da kullanılan efekler, kemanın ağır duruşu ve yaratılan karmaşa
şeytanın işine benziyor...
Arthur Brown aklıma geldi dersem sanırım şaşırmazsınız. 68
yılında The Crazy World of Arthur Brown albümü ile Psychedelia döneminin en
önemli birkaç albümünden birine imza atmakla kalmamış, o dönemin şarkı
sözlerine ve anlayışına karşı tabu yıkan cüretkarlıkta şeytan ve ateş’ten
bahsetmiştir. En önemli eseri “Fire” bugün bile o dönemden miras en popüler
şarkılardan biridir. Arthur Brown sahne performansı ile bu concept albümü
enteresan ve o güne kadar görülmemiş biçimde süslemiştir. Düşündsenize, Tom Jones, Engelbert, The Byrds,
Animals,...vb. dinleyen gençlik bir anda sahnede pelerinli, yüzünde boya ve
maske olan, kafasında ters çevrilmiş, şakaklarından boynuna doğru tutturulmuş üzeri
yanan bir tas ile sahnede “Fire, I’ll
take you to burn...” diye bağıran, garip garip dans eden bir adam görüyor. Şeytanın
vücuda gelmiş hali...
Don Bradshaw Leather...bu bir adamın ismi mi? Yoksa hayali, takma
bir isim mi? pek kimse bilmiyor. 1972 yılında çıkan “The Distance Between us”
albümün, kimin tarafından yapıldığı bugün bile muammadır. Bir yerde okuduğuma
göre kız kardeşi ortaya çıkmış ve abisinin öldüğünü ve bu albümün de ona ait
olduğunu söylemiştir. Doğrudur, yanlıştır bilemem ama bu hikaye bile bazı Şeytansal
bağlantılar yapmam için yeterli. Müziğe gelince, sadece klavye ile yapılmış 4
tane 20 dk. civarında şarkıdan oluşan bir albüm. Ama tahmin edeceğinizden daha
yaratıcı işler çıkarılmış. Mod’u yakalayabilirseniz oldukça etkili olabilen bir
albüm. O mod şeytan olabilir, dikkat edin...
İsviçreli Psychedelic Kraut grubu Brainticket’ın ilk albümü
Cottonwoodhill’dan Brainticket part1 ve part 3, repetitif hammond’u, Dawn Muir’in
Şeytanı kadına indirgeyen sesi, atmosferi ve efekleri ile bu başlığa yakışan
eserler.
Veya Coupla Prog’un “Tochter in Delirium” adlı enstrümantal
şarkısı...Repetitif bass ve gitar tınıları, yavaş yavaş tırmanan ve bir anda
sakinleşen tempo, hammond’un tonu tam
şeytan işi....
Biliyorsunuz ki beynimiz bilgisayar gibi her datayı
taramaktan ziyade ipuçlarından yola çıkarak çalışır. Yani hafızamız “bağlamsal’dır. İşte benim
hafızamın ilk öne çıkardıkları bunlar. Ya sizin?