Hani hep hayaldir ya bizler için 70’lerdeki heriflerin kafası. Ne derseniz diyin beatnik, hippi, flower people…her ne kafası ise o aslında tüm toplumun kafasıydı. Kullandıkları o eski enstrümanlar, ayarsız davuldan gelen ses, kayıt esnasında arkadan gelen konuşma sesleri bu kafanın yaptıklarını hep “doğal” kıldı. Şimdi olsa döverler adamı…İyi de zaten şimdi de kafa öyle değil…ayakları yere basan bir hali var bugün…
Dom, 60 sonlarında Macar kökenli Baskay karedeşlerin öncülüğünde Dusseldorf’ta kurulmuştur. Alman Kraut algısını güçlendiren önemli gruplardan biridir. o “kafa” yı en derinden yaşatır. “Comus” gibi girişi olan Goblin, Pink Floyd, Cluster, Tangerine Dream tadında, klavye flüt dominasyonunda ilerleyen, rahatsız eden, huzur veren, korkutan, merak ettiren, space, trippy, acid, kraut ve de kaotik bir album… Zaten 2 gün süren acid tribine “Dom” denir. Bu grubun müziğine isim koyarken zorlanmadıkları ortada. Sizinde albümü dinledikten sonra benim gibi kayıtların 2 günde tamamlandığı yönünde ciddi şüpheleriniz oluşacak.
Başı da bir sonuda bir her tarafı eşit güzellikte bir album. Ayırmak gibi olmasın ama “Edge of Time” sanki biraz daha eşit…hele kapakta sözleri olan pasaja geçiş…çoklu kişilğin algıda kırılımı…flüt ile tamiri…
Tür açısından bakarsak Alman Kraut akımının ciddi etkileri görülür. Klavye müziğin öncü enstrümanıdır. Flüt ve perküsyon ile desteklenir. Klavye kullanımı ve trip fikirler tarz olarak Space Progressive’i andırsa da tek bir janra müziklerini ifade etmeye yetmez. Saçma olacak ama: biraz Hoelderlin, Cluster ve Pink Floyd, az biraz Goblin ama has ve has DOM…
Kolay dinlenemeyen bir albüm. Her ortamda gitmez. Sokakta ağzında mırıldanamazsın. Sevgiliye atfedemezsin. Herkese dinletemezsin...Kendine özel saklayabileceğin, kendinle paylaşabileceğin bir albüm...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder